Hatayspor’un teknik direktörü Volkan Demirel, TRT Spor’a açıklamalarda bulundu.
Volkan Demirel’in açıklamaları şu şekilde:
“Deprem biraz bizi farklı bir yere taşıdı. Ama keşke olmasaydı da ben eski Volkan olarak bilinmeye devam etseydim. O işin bir tarafı ama söylediğim gibi şu anda Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlu veya herhangi bir takımı tutan ya da futbolla alakası olmayan insan, sokakta karşılaşınca anlatırken bile etkileniyorum. İnsanlar çok büyük değer ve saygı gösteriyor. Değer veriyorlar. Ben de bu değeri karşılığında aslında hiçbir şey yapmadım. Her insanın yapacağı duruşu yapmaya çalıştım. İnsani vicdani olan insanların yapabileceği bir şey yaptım. Çok ekstra bir şey de yapmadım. Bu değeri alacak bir durumda da olmadım. Ama sağ olsunlar beni bir yere koydular, teşekkür ediyorum, başka da bir şey diyemiyorum. Her gittiğim yerde çok güzel duygular yaşıyorum. İnşallah bu futbolun, birleştiriciliği bu. Futbolla birlikte her insana çok büyük mutluluklar verebiliyoruz. Az önce Hatayspor’la birlikte insanlara umut olmaya çalıştığım konu bu. İnşallah biz böyle devam ederek hem oradaki insanları, hem de biraz daha artık birlikte hareket edelim, birbirimizi kırmadan o stadyumlardan ayrılalım. Biraz o mesajları da vermeye çalışıyoruz. Daha iyi günleri hepimizin hak ettiğini düşünüyorum. O yüzden inşallah bu şekilde devam eder.”
FERNANDO MUSLERA AÇIKLAMASI
“Muslera için her zaman söylüyorum, kaleci olduğumuz için birbirimizi çok iyi anlıyoruz. O dönemlerde daha sık görüşüyorduk. Ben çok seviyorum. Onunla Milano’ya giderken denk geldik, o günden beri aramızda iletişim başladı. Doğum günlerinde, önemli günlerinde birbirimizi ararız. Yine böyle bir yardım ortamında, bir telefonumla desteğini vermişti. Benim için çok değerli kendisi. O yüzden her yerde söylediğim gibi, teşekkür ederim. Jübilesinde forma giyerim dedim. Aslında futbolu bırakırsa bir gün seve seve giyerim, orada bulunurum demek istedim.”
Fernando Muslera
“BENİ SEVERLERDİ”
“Ben Beşiktaş’ta oynasaydım, Beşiktaş taraftarı beni çok severdi. Galatasaray’da oynasaydım, Galatasaray taraftarı çok severdi. Çünkü ben o formanın değerini bilerek mücadele ediyordum. Fenerbahçe’nin değerleri küçüklüğümden beri kazınmış bir şekilde. Atkımla, beremle, davul çalarak, okulu kırarak maçlara gitmişim. O bende artık bir aile gibi olmuş, sahiplenmişim ben orayı.”