Merdan Yanardağ son kitabında o tehlikeye dikkat çekmişti

Hikmet Çiçek

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın montaj bir video ile tutuklanmasına medya kuruluşlarından, gazetecilerden, siyasetçilerden büyük tepkiler geldi.

Merdan Yanardağ’ın son kitabı “İslamo Faşizm” Kırmızı Kedi yayınlarından çıktı.

“İslamcı Faşizm” ilk kez 1933’te kullanılan bir terim. İslamo-Faşizm ya da İslami Faşizm, İslam’ı diğer görüşlerden üstün tutan ve şiddet ve baskı yöntemlerini benimseyen bir siyasi görüş.

Yanardağ kitabında gericilik ile hesaplaşmasını tamamlayamayan ve devrimini yarım bırakan toplumların karşılaştığı sorunları ele alıyor.

Yanardağ’a göre Modern Türkiye, yolun sonuna gelmiş durumda; ya gericiliğe bütünüyle teslim olacak ya da yeniden tarihsel ilerleme kanalına dönecek.

Gericilik ile hesaplaşmasını tamamlayamayan ve devrimini yarım bırakan toplumların karşılaştığı sorunlara dikkat çekiyor, Yanardağ.

Yanardağ’a göre toplum, İslamo-faşist bir diktatörlük ile demokratik hak ve özgürlüklerin asgari düzeyde de olsa yürürlükte olduğu bir rejim arasında tercih yapacak.

O nedenle solun, demokrasi ve emek güçlerinin öncelikli hedefi, sözkonusu yakın ve vahim tehlikeyi bertaraf etmek olmalı. Dinci faşist bloku, seçimi kaybetseler de kazansalar da kesin ve mutlak bir yenilgiye uğratmak olmalı.

Yanardağ, “Bu amaçla, en geniş demokratik ittifakı oluşturmak ve İslamo-faşist hareketi yenilgiye uğratmak için mücadele etmek, öncelikli tarihsel sorumluluktur” diyor. (s. 9)

“İslamcı-faşist hareketin gücünü hafife almak büyük hata olacaktır” diyen Yanardağ’a göre İslamo-faşizmin ideolojik kaynaklarını oluşturan kurucu babalarından en ünlüsü, hiç kuşkusuz Necip Fazıl Kısakürek (1904-1983) ise diğeri de Seyid Ahmet Arvasi’dir. Bu kadroya, Prof. Dr. Erol Güngör’ü de dahil edebiliriz. Her üç İslamcı-faşist ideolog için demokrasi, “kâfirler rejimi” ve “Allah’ın hâkimiyeti ilkesine ortak olmak” yani “şirk koşmak” demekti. Necip Fazıl, demokrasiyi, “bütün hastalığın başı odur” diye nitelendiriyordu. İdeolocya Örgüsü adlı kitabında Necip Fazıl, İslamo-faşist totaliter bir sistemin tarihsel, kurumsal ve kültürel dayanaklarını Osmanlı Devleti’nde/İmparatorluğu’nda arıyordu. Hedefin, Kanuni’den beri beklenen “gerçek bir İslami/doğucu inkılap” olacağını ileri sürüyordu.

Bu sistem, “halkın değil, Hakk’ın egemenliği” ilkesine dayanacaktı. Kısakürek, faşizan bir milliyetçilik ve seçkincilik ile siyasal İslamcılığı sentezlemeye çalışıyordu. Tipik bir islamo-faşist ideolojik-politik hattı inşa etmeye kalkışıyordu. Bunu bir ölçüde başardığını belirtebileceğimiz Necip Fazıl, İslamcı faşist vatan ve millet anlayışını da şöyle ifade ediyordu:

“Türk vatanının yalnız Müslüman ve Türklerle meskûn, yalnız Türkler ve Müslümanlardan ibaret hale gelmesi, hain ve muzlim unsurlardan baştan başa temizlenmesi için her türlü tedbir alınacaktır” (Kısakürek, 1999: 334. Tanrıkulundan Dinlediklerim, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul).

Necip Fazıl Kısakürek hakkında önemli ve kapsamlı bir makale yayımlayan Prof. Dr. Taner Timur, biyografisini de verdiği çalışmasında, “üstadın” islamo-faşist bir düzeni nasıl tanımladığını ve İdeolocya Örgüsü adlı kitabının temel tezini irdeliyor. Timur, Necip Fazıl’ın temel yaklaşımını, İslamcı hareketle ilişkilerini şöyle anlatıyor:

“Necip Fazıl Kısakürek, Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) 25 Nisan 1975’te düzenlediği ‘Milli Gençlik Gecesi’nde okuduğu hitabede Türk tarihini dört dönemde incelemiş ve Cumhuriyet dönemini ‘İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ebedi helake mahkum’ kılan bir rejim olarak tanımlamıştı. Bu toplantıya Prof. Necmettin Erbakan, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan da katılmış, Erdoğan, şairin ‘Sakarya Türküsü’ başlıklı şiirini okumuştu. Erdoğan 2012 Şubat ayında AKP Gençlik Teşkilatına da Üstad’ın ‘Gençliğe Hitabesi’nden, ‘dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik’ isteyen satırlarını okumuştu. Bu satırları izleyen (ve Erdoğan’ın okumadığı) cümlede de, Necip Fazıl ‘Halka değil, Hakka inanan; Meclis’inin duvarında ‘Hakimiyet Hakkındır’ düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik’ özlemini ifade ediyordu”(Prof. Dr. Taner Timur, 13 Aralık 2012: Özgür Üniversite Web Sitesi, Ankara) (s. 116)

Siyasal İslamcılığın, zamanla faşizan bir karakter kazanmasının en önemli duraklarından biri, hiç kuşkusuz Necip Fazıl Kısakürek’in 1970’li yıllarda Ülkücü hareket ile kurduğu yakınlıktır.

Yanardağ, 1977 seçimleri öncesinde Necip Fazıl Kısakürek ile MHP arasındaki yakınlaşmanın, ülkücülerin ideolojik beslenme kaynaklarının İslamcı “teorisyenlere” doğru genişlemesine yol açtığına dikkat çekiyor.

Kısakürek Milli Selamet Partisi ve lideri Necmettin Erbakan’ı da hedef alıyordu:

“Milli Selamet Partisi, temiz, sağlam ve halis bir tabanla kirli, çürük ve ihlassız bir tavandan ibaret, tecrübe miadını doldurmuş ve ıslahını yitirmiş bir topluluk manzarası arzetmekte” diyordu.

SEYİD AHMET ARVASİ

Yanardağ’a göre ülkücü hareketteki İslamcılaşma sürecinin ideolojik temellerini atan en önemli isim, MHP ana davasında idam istemiyle yargılanan ve partinin genel idare kurulu üyesi olan Seyid Ahmet Arvasi’dir. Arvasi MHP’nin çekirdek kadrosu ve kurmay heyeti içinde yer alan ideologlardan biridir. (s. 121)

“İslamcıların temel yanılgılarından biri de, ‘Batı kültürü’ denilen olguyu Hıristiyanlıktan ibaret görmeleridir. Oysa aydınlanma sürecinin ürünü olan bilim ve akılcılığa dayalı modernleşme ve laik değerler bütünü, Hıristiyanlığın dinsel kültür anlayışının sonucu olarak ortaya çıkmış değildir. Tam tersine bu kültür, Batılı toplumların kilisenin egemenliğine karşı yüzlerce yıl yürüttüğü sert ve kanlı mücadelelerin sonucu, teokratik düzenin yıkılmasının bir ürünü olarak gelişmiştir.”(s. 121)

SİYASAL İSLAMCI HAREKETİN AÇMAZI

“Son 20 yılın 15 yılında, devletin AKP’nin, Cumhuriyetin ise halkın olduğu bir dönem yaşandı. AKP iktidarının ‘milli gün ve bayramları’ kutlamayı yasaklamasına karşın, geniş toplum kesimleri tarafından bu günlerin sokakta eylemli olarak, hem de ‘sivil’ şekilde kutlanmasının anlamı budur.

Yanardağ’a göre AKP, “milletin değerleri” ile kavga halindedir. Eleştirdiği konumuna düşmüş, ideolojik ve kültürel bakımdan “milli” olmayan tek büyük siyasal güç haline gelmiştir.”

“Erdoğan yönetimi durmayacak, sonuna kadar gitmeyi deneyecektir. Durduğu takdirde düşer, siyaset sosyolojisinin bir yasasıdır bu. (s. 137)

Yanardağ, “Etkin ve birleşik bir direniş hattı kurulursa İslamo-faşist bir rejimin kurulma girişiminin başarı şansı bulunmuyor” diyor. (s. 141)

Gene Yanardağ, “Eşitlikçi, aydınlanmacı, demokratik, laik bir devrimci cumhuriyet seçeneği toplumsal kurtuluşu sağlayacak tek yoldur” diyor. (s. 144)

KAZANMASINI BİLMEK

“Gericilik ile hesaplaşmasını tamamlayamayan ve devrimini yarım bırakan toplumların karşılaştığı sorunlarla mücadele ediyoruz… Modern Türkiye, yolun sonuna gelmiş durumda; ya gericiliğe bütünüyle teslim olacak ya da yeniden tarihsel ilerleme kanalına dönecek. Türkiye yoluna böyle devam edemez.” (s. 163)

“Adına ‘Cumhur İttifakı’ denilen, Türkiye tarihinin en gerici siyasal blokunu oluşturan Erdoğan-AKP iktidarı, artık toplumun geniş kesimlerinden rıza ve ideolojik onay üretemediği için, giderek daha fazla devletin siyasal şiddet aygıtlarına başvuruyor.” (s. 164)

“Türkiye, geçen yüzyılda yarım bıraktığı bir hesaplaşmayı tamamlamak zorunda. Gericilik ve Ortaçağ kurumlarıyla hesaplaşmasını bitirememiş, dinin eleştirisini tamamlayamamış hiçbir toplumun gerçek anlamda modernleşmesi ve aydınlanması, bu anlamda demokratikleşmesi imkânsızdır.” (s. 166)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

esenyurt escort
beylikdüzü escort
istanbul escort
istanbul escort
bahçeşehir escort
bakırköy escort
şirinevler escort
şişli escort
esenyurt escort
avcılar escort
Kadikoy Escort
pendik escort
bonus hunt
betmarlo
egt oyna
pragmatic slot oyunları
barn festival
dog house megaways
betibom
sweet bonanza
tombala oyna
aresbet
wild west gold oyna
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
markaj giriş
sweet bonanza
sugar rush
diyarbet
diyarbet
diyarbet
gates of olympus oyna
big bass bonanza oyna
trwin
diyarbet
diyarbet
casipol
casipol
casipol
betingo
egt oyna
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
aviator oyna
aviator giriş
tombala
avcılar escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
istanbul escort
istanbul escort
bahçeşehir escort
bakırköy escort
şirinevler escort
şişli escort
esenyurt escort
avcılar escort
bonus hunt
betmarlo
egt oyna
pragmatic slot oyunları
barn festival
dog house megaways
betibom
sweet bonanza
tombala oyna
aresbet
wild west gold oyna
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
markaj giriş
sweet bonanza
sugar rush
diyarbet
diyarbet
diyarbet
gates of olympus oyna
big bass bonanza oyna
trwin
diyarbet
diyarbet
casipol
casipol
casipol
betingo
egt oyna
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
casipol
aviator oyna
aviator giriş
tombala
Kadikoy Escort
footer link satın al
tanıtım yazısı satın al
backlink satın al