Atatürk’ün en yakın dostlarından biri olan Salih Bozok, onunla olan özel dostluğunu ve birlikte geçirdikleri yılları anlatan tarihi bir figürdür. Bu dostluk, Atatürk’ün ölümünün ardından Salih Bozok‘un yaşamına bir trajediyle devam etti. Peki, Salih Bozok kimdir, kaç yaşında, nereli? Atatürk’ün başyaveri Dr. Salih Bozok hayat hikayesi ve biyografisi! İşte detaylar…
SALİH BOZOK KİMDİR, KAÇ YAŞINDA, NERELİ?
1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen Salih Bey, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşça akranıydı ve uzun yıllar sürecek bir dostluğun temelleri çocukluklarında atıldı. Salih Bey, iki evlilik yapmış ve çocukları olmuştu. Atatürk’ün hastalığı döneminde, ünlü 7 Haziran 1938 tarihli mektubu gönderdiği Pakize Hanım ile olan ilişkisi dikkat çekicidir.
Salih Bey, Mustafa Kemal Atatürk ve Nuri Conker Bey ile Selanik’ten itibaren mahalle ve okul arkadaşıydı. Bu üç arkadaşın dostluğu ve kardeşliği çocukluklarından başlayarak ölüm onları ayırana kadar devam etti. Atatürk, Salih Bey’e karşı içtenliğini hiçbir zaman kaybetmedi ve onlarla çocukluk günlerinde olduğu gibi şakalaştı. Ayrıca sırlarını bu dostlarıyla paylaşmaktan çekinmedi.
ATATÜRK’ÜN BAŞYAVERİ DR. SALİH BOZOK HAYAT HİKAYESİ VE BİYOGRAFİSİ
Salih Bey, Atatürk’ün canını ve annesi Zübeyde Hanım’ı emanet ettiği nadir kişilerden biriydi. Atatürk, Salih Bey’e hitap ederken ona çeşitli iltifatlarda bulunurdu. Salih Bey’in, Atatürk tarafından sevilen ve güvenilen bir kişi olduğu, kendisine takılan lakaplarla da gösterilmektedir: “Salih Selanik”, “Sadık Salih”, “Şen Salih”, “Tatlı Salih”, “Erkek Salih”, “Muharip Salih”, “Ahbap Salih” ve “Bozok Salih” gibi.
Salih Bey, Ankara’da bulunduğu dönemde Milli Mücadele’ye katkıda bulundu ve Atatürk’ün yanında kaldı. Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı olduktan sonra da “Cumhurbaşkanlığı Yaveri” olarak görev yaptı.
Ancak Salih Bey, Atatürk’ün ölümünün ardından hayatta kalmak istemedi ve intihar etmeyi denedi, ancak kurşun kalbini sıyırdı. Atatürk’ün yokluğunda kısa bir süre yaşadı ve 25 Nisan 1941’de vefat etti.
Salih Bey, Atatürk’ün sadık dostu ve sırdaşı olarak hatırlanır, ve bu özel ilişki, Atatürk’ün hayatına ve liderliğine büyük bir içtenlik ve insanlık katmıştır.